Bu sene benim için hüzün yılı oldu. Bu yazı da yazdığım en zor yazılardan biri olacak. Bitirebilir miyim bilmiyorum. Yakın zamanda babamı kaybettim. Bir kuş gibi uçtu gitti aramızdan. Babamın yokluğu da en çok annemi sarstı.
Annem, babamdan sonra adeta kolu kanadı kırılmış öksüz bir çocuk gibi mahzunlaştı. Bütün neşesi gitti. Bundan sonra bizim için yaşayacaksın, sakın kendini salma desem de 63 yıllık hayat arkadaşının yokluğuna alışacak gibi durmuyordu.
Biz eski günlerine dönmesi için elimizden geleni yapsak da o çoktan içine çekilmişti. Her gün telefon açıp neşelendirmeye çalışsam da onun gündemi daha çok babamın yapılacak mezar taşı, kırkında verilecek yemek ve evde okutulacak 41 Yasin’di.
Ufak tefek şikayetler dışında tehlike arz edecek bir hastalığı yoktu. En son göz doktoruna kontrole götürmüştüm o kadar.
ANİ GELEN HASTALIK
Gece aniden hastalanıyor. Develi Devlet Hastanesi serum takıp tekrar eve gönderiyor. Abimler de hafif bir üşütme ya da sıcak geçmesi zannediyor.
Bir gün sonra durumunda değişiklik olmayınca Kemal Tekden Bey’i arayıp Tekden Hastanesine yatırmalarını rica ettim.
Sağ olsun, Kemal Bey yakından ilgilendi. Kısa bir süre sonra annemin durumunun ağır olduğunu, Başhekimi arayarak Şehir Hastanesine naklini aldırdığını belirtti.
Bunu beklemiyordum. Ağır olduğunu duyunca şaşırdım kaldım. Kafamdan kaynar sular döküldü. Olduğum yere yığıldım kaldım.
YOĞUN BAKIMIN KAPISINDA
Kayseri’ye gittiğimde annem yoğun bakımdaydı. Dilleri suskun, gözleri kapalıydı.
Sen her geldiğinde ben bayramı yaşarım derdi. Ben gelmiştim ama göremedi. Annem diye seslendim ama duymadı, uyanmadı…
Bağrıma bıçaklar saplanmış gibi acı duydum... Hıçkırıklarımı tutamayınca doktorlar dışarı çıkmamı söyledi. Yoğun Bakımın kapısında saatlerce gözyaşlarımı tutamadım. Ağladım… ağladım… ağladım...
Ağzı dualı kişileri arayıp annem için dua istedim. Maneviyat ehli bir dostumuz, telefonda gönlüme inşirah veren bir sohbet yaptı.
Annenin en çok yaptığı dua neydi, diye sordu. “Ele ayağa düşürme, oğlum kızım dedirtme,” diye dua ederdi dedim.
Çırpınmayı bırak dedi. O ânın duygusallığıyla, en azından yoğun bakımdan servise çıksa, son kez vedalaşsak, sarılsam anneme dedim.
Geldiğimi görse, yanında olduğumu bilse, bir kez daha oğlum dese... “Hep birlikte dua edelim, inşallah servise çıkar,” dedi.
Devamı: https://m.haber7.com/yazarlar/mahmut-biyikli/3350758-anneme-veda
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.