Ankara Edebiyat Festivali kapsamında düzenlenen "Akıllı Şehirler ve Distopyalarda Şehir Tahayyülleri" paneli, Prof. Dr. Zülfikar Güngör'ün yönetiminde gerçekleştirildi. Panelde, ütopya ve distopyaların şehir tasavvurlarıyla ilişkisi ve akıllı şehirlerin geleceği üzerine önemli tartışmalar yapıldı.
Dr. Zehra Azade Soysal: Ütopya ve Distopya Kavramları
Dr. Zehra Azade Soysal, konuşmasına ütopya kavramını açıklayarak başladı. Ütopyaların mükemmel toplum ve şehir tasavvurları sunduğunu belirten Soysal, buna karşılık distopyaların, ütopyaların tersi olarak, toplumların çöküşünü ve baskıcı yönetimleri betimlediğini ifade etti. Soysal, konuyla ilgili yazar ve kitaplardan örnekler vererek ütopyaların zamanla yerini distopyalara bırakmasının modern dünyadaki belirsizlik ve kontrol arzusunun bir yansıması olduğunu vurguladı.
Dr. Musab Akpınar: Akıllı Şehirlerin Geleceği
Dr. Musab Akpınar, akıllı şehirlerin modern dünyadaki gelişmelerini anlattı. Singapur'un bir şehir devleti olarak akıllı şehir teknolojilerinde öncü olduğunu belirtti. Bunun yanında Barcelona, New York ve Seul gibi büyük şehirlerin de bu alanda örnek teşkil ettiğini söyledi. Türkiye'de Konya'nın akıllı şehirler bağlamında gelişmiş bir örnek olarak sunulabileceğini dile getiren Akpınar, akıllı sistemlerin yüksek maliyetli olduğunu ve bu şehirlerin enerji ihtiyacının da büyük bir sorun oluşturduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Mustafa Orçan: Suudi Arabistan'ın Akıllı Şehir Projesi
Prof. Dr. Mustafa Orçan, konuşmasında Suudi Arabistan'da inşa edilmekte olan devasa bir akıllı şehir projesine değindi. 500 milyon dolarlık bu projenin insanları adeta bir "akvaryuma" kapatmak anlamına geleceğini belirtti. Orçan, bu tür şehirlerin insani değerlerden uzaklaşabileceğini ve olası savaşlar veya krizler sırasında bu sistemlerin nasıl işlev göreceği konusunda şüpheler dile getirdi. Ayrıca, bu şehirlerin kontrolünün kimde olacağı sorusunu da gündeme getirerek, akıllı şehirlerin yönetimi ve denetimi konusunda daha derin bir sorgulama yapılması gerektiğini vurguladı.
Ahmet Melih Karauğuz: Edebiyat ve Mimarinin Gücü
Ahmet Melih Karauğuz, konuşmasında edebiyat ve mimari arasındaki ilişkiye dikkat çekti. "Güçlü bir edebiyatımız olmadığı için güçlü bir mimarimiz de olmadı" diyen Karauğuz, eleştirel düşüncenin ortadan kalkması durumunda distopyaların başlayacağını belirtti. George Orwell'in "1984" romanının, gelecek hakkında öngörülebilir bir dünya sunduğunu hatırlatan Karauğuz, yazılım ve teknolojinin dışarıdan alınmasının sıkıntılar doğurabileceğini ifade etti. Ayrıca, edebiyatın bir "görme biçimi" olduğunu ve her şeyin bir kelimeyle başladığını belirterek, okumanın insanların farklı dünyaların kapılarını aralamasına yardımcı olduğunu söyledi.
Panel, akıllı şehirlerin geleceği ve distopik tasavvurların hayatımızdaki yansımaları üzerine derin bir tartışma ortamı sunarken, katılımcılar bu kavramlar etrafında zengin bir perspektif kazandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.