ABD ve İsrail’in Suriye’de Baas iktidarını her zaman İslamî hareketin iktidarına tercih edeceğini gerek yazılarımızda ve gerekse muhtelif medya programlarımızda daha önce birçok kez dile getirmiştik.
“Suriye’deki muhalefetin ABD ve İsrail’e rağmen böyle hızlı bir zaferi nasıl gerçekleştirebildiği” nakaratını tekrar edip duranların; “ABD ve İsrail’e rağmen bir şey yapılamıyorsa, onlar tarafından istenmediği ileri sürülen Esed diktasının, geçmişini bir yana koysak bile 13 yıldan beri devam eden savaş karşısında nasıl ayakta kalabildiği” sorusunu da kendilerine sormaları gerekmiyor mu?
Vakıayı okuma yoluna gitmeksizin her şeyi komplo teorileriyle açıklamaya kalkışmak artık bir hastalık haline gelmiş gibi görünüyor. Bu gibiler, İran’daki Humeyni devrimini de Batılı ülkelerin planladığına dair nice komplo teorisi geliştirildiği gerçeğini görürlerse belki, olayları sürekli komplo teorileriyle izah etme hastalığından tedavi olmanın kendileri için de bir ihtiyaç olduğunun farkına varırlar.
Suriye’deki Baas diktasını meşrulaştırmak ve bu diktaya karşı sürdürülen haklı ve meşru mücadeleyi töhmet altına sokmak için sürekli Filistin meselesini öne çıkaranların aslında bu davayı kirli bir tarafgirlik için istismar ettiklerini de daha önce muhtelif yazılarımızda dile getirmiştik.
Devamı:https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-varol/umitlenen-filistin-halki-telaslanan-siyonist-isgal-47356.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.