Siyonist işgalciler, 1967’de Filistin’in Batı Yaka bölgesini ve Kudüs şehrini işgal edince FKÖ mensubu silahlı milisleri oralardan çıkarmışlardı. Onlar da Ürdün’e geçerek, bu ülkenin topraklarından işgal hedeflerine yönelik silahlı eylemler gerçekleştirmeye başladılar.
Bunun üzerine siyonist işgalciler ve tabii ki onların arkasında duran küresel emperyalizmin başını çeken ABD, Ürdün yönetimine, FKÖ’nün bütün silahlı elemanlarını ülkeden sürgün etmesi için talimat verdi. İngiliz emperyalizminin desteğiyle ve Filistin topraklarında kurulması planlanan siyonist işgal rejiminin doğudaki tampon gücü görevi görmesi üzere, Bilad-ı Şam’ın alt kısmında, “Ürdün Haşimi Krallığı” adında uyduruk bir devlet kurmuş dolayısıyla yuları baştan küresel emperyalizme teslim etmiş, uzaktan kumandalı rejimin yapabileceği başka bir şey yoktu. O zamanki Ürdün Kralı Hüseyin’e bir suikast teşebbüsünü bahane ederek Eylül 1970’te FKÖ mensubu direniş güçlerine yönelik geniş çaplı askeri operasyonlar başlattı. Bu olaylar da Ürdün’ün “Kara Eylül” harekatı olarak tarihe geçti. Aylarca süren bu olaylarda FKÖ’ye bağlı örgütlerin elemanlarından binlerce kişi hunharca katledildi.
Çatışmalar tabii ki Ürdün ordusundan da çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Ama Ürdün kralı için önemli olan askerlerinin hayatı değil, küresel emperyalizmin yüklemiş olduğu siyonist işgalin doğu sınırlarını güvenceye alma görevini yerine getirmekti. Bunun için gerektiğinde binlerce askerinin hayatını gözden çıkarmayı göze alabilmesi gerekiyordu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.