Harris’in Başkan adaylığı Demokrat kampında coşkulu bir iyimserliğe yol açmıştı. Şimdi o iyimserlik kaygılı bir bekleyişe dönüşmüş görünüyor. Trump kampı’ndaysa trampet sesleri giderek daha fazla duyuluyor.
Amerikalı seçim stratejistleri adaylardan hangisinin kazanacağı konusunda kesin bir cevap veremiyorlar. Kimin başkan olacağınaysa daha çok “kararsızlar” karar verecek. Kararsız seçmenler bilhassa 7 eyaletten oluşan salıncak eyaletlerde çok kritik bir rol oynayacaklar. Pensilvanya, Kuzey Karolina, Georgia, Michigan, Arizona, Vicsonsin ve Nevada’yı içeren 7 kritik eyalette ipi göğüsleyen adayın Amerikan Başkanı seçilme ihtimali çok daha kuvvetli.
Amerikan seçim sisteminde en çok ulusal oyu alan adayın Başkan seçilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Seçmenler 50 eyalette adaylara oy verdiklerinde, eyaletlerin nüfuslarına göre belirlenen “Seçiciler Kurulu” delegelerini seçiyorlar. İki partinin de kendi delege listeleri var. Eyalette en fazla oyu alan aday eyalet delegelerinin hepsini birden alıyor. 538 kişilik Seçiciler Kurulu’nda en az “270 oy” alan adaysa Başkan oluyor. 2016’da rakibi Hillary Clinton’dan ülke genelinde yaklaşık 3 milyon daha az oy alan Trump 301 delegenin oyuyla Başkan seçildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.